Yeşilçam’ı Yeşilçam yapan, samimiyete samimiyet katan, ruhlarımızı iyilikle ve sevgiyle besleyen usta yönetmen Ertem Eğilmez’in yine bir ölüm yıl dönümü gelip çattı. Hayattayken değerini ve önemini bilememediğimiz güzel insanları anmak ve haklarını teslim etmek bizim en önemli vazifelerimizden biri… Değerlerimiz olmadan bizler kimiz ki? Değerlerimiz uğruna yaşamıyor muyuz? Elimizde bir tek bu kalmadı mı? Karanlık günlerin içindeyken, bize hediye bırakılan filmler aracılığıyla kendimizi mutlu hissediyoruz, daha da öteye gidersek; şen şakrak oluyoruz. Eğilmez’in o dönemlerde yaptığı filmleri, şu zamanda halen seyrediyor ve duygularımıza hakim olamıyorsak, bu büyük bir başarıdır! O filmlerde geçen her şey, aslında şu an gerçekleşiyor. Önceden bu bugünü kestirebilmek, neler olabileceğini öngörmek vizyon işidir. Biz de vizyonu güçlü olan Ertem Eğilmez’i sinegazete ailesi olarak anmak istedik. Keşke hayatta olup sönen ışıklarımızı yeniden aydınlatsaydı…
Sinegazete yazarı Necip Gözüaçık Ertem Eğilmez’i şu şekilde anlatıyor:
21 Eylül, Türk Sinemasının duayen isimlerinden Ertem Eğilmez’in 29. ölüm yıldönümü. Onu anlatmaya elbette ki sayfalar yetmeyecektir. Bu nedenle onunla ilgili düşüncelerimi kısa bir akrostiş ile ifade etmek istedim. Saygıyla ve rahmetle anıyorum kendisini.
En sevilen filmlerde imzası vardı
Rehberi “Senaryo Yazma Tekniği” kitabıydı
Türkiye’nin sinema dehası
Eskimeyen filmler yaptı
Mizah onunla bir başkaydı
Etrafında bir aile vardı
Güzel bir çalışma ortamı
İnsana dokunan diyaloglar
Layıkıyla bizi bize anlatırdı
Mucizevi sinemacılar çıkardı
Ekol olmak böyleydi işte
Zamanın ötesinde işler yapmaktı
Sinegazete yazarı Levent Demirci Ertem Eğilmez’i şu şekilde anlatıyor:
Ertem Eğilmez neler yapmıştır?
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Sinemamızın mihenk taşı olmuş birçok esere imza atan kâh romantik komedilerle anne ve babalarımızın yazlık sinemalarda aşklarına şahit olan, kâh “Canım Kardeşim” gibi sinemamızda türünün bugüne kadar yapılmış en kuvvetli örneğiyle hepimizi hâlâ ağlatmayı başarabilen,bugün bile taklitlerine mashar olan ” Hababam sınıfı” gibi kült bir yapıta imza atan ve “Arabesk ” gibi kült bir şaheser ile ne yazık ki aramızdan zamansız ayrılan büyük üstad…
Sinegazete yazarı Abdullah Düğer Ertem Eğilmez’i şu şekilde anlatıyor:
Sinegazete yazarı İlker Mutlu Ertem Eğilmez’i şu şekilde anlatıyor:
Ertem Eğilmez, yönettiği kırkın üstünde filmle, üretken, üretken olduğu kadar da saygın yönetmenlerimizden biriydi. Daha çok komedi filmleriyle biliyoruz onu. Halbuki filmografisinin yarıya yakınını oluşturan dram filmleri de en az komedileri kadar önemlidir. Bunların başında da Türkan Şoray’ı adeta baştan yaratan Sürtük (1965) gelir. 1971’deki Son Hıçkırık’ın sonrasında, Arzu Film’in alamet-i farikası, geniş kadrolu komedilere yönelecek olan Eğilmez, bu döneminin tek dramı olması nedeniyle ayrıksı bir yerde duran Canım Kardeşim’i 1973’te çeker.
Canım Kardeşim, pek çok yönden ilkleri barındırmaktadır. Adile Naşit, Halit Akçatepe, Metin Akpınar, Kemal Sunal, Sıtkı Akçatepe gibi komediyle bütünleşmiş oyuncuları dramatik rollerde (Akpınar ve Sunal, filmin komedi dengesini sağlar konumda dursalar da) kullanmasının yanı sıra, o döneme kadar kartpostal çocuğu rolleri oynayagelmiş yakışıklı jön Tarık Akan’ı da ilk önemli rolüne taşımıştır. Kahraman Kıral gibi bir çocuk oyuncudan alınan başarılı oyun da takdire şayandır.
Filmin hikayesi kadar etkileyici müziği de, filmi izledikten sonra aklınızdan uzun süre çıkmaz. Cahit Oben gibi bir ustanın elinden çıkma müzikler, Eğilmez ustanın Hababam Sınıfı serisinde olduğu gibi, başrollerden birini paylaşmaktadır.
Bu yıl, 21 Eylül itibariyle ustanın 29. ölüm yıl dönümü. Sinegazete olarak saygıyla anıyoruz. Bu vesileyle onun yıldızları olup, aramızdan ayrılan Kemal Sunal, Tarık Akan, Adile Naşit, Münir Özkul, Halit Akçatepe ustaları da yürekten anıyoruz…
Tvkolog Şenay Tanrıvermış ise Ertem Eğilmezi şu sözlerle anlatıyor:
Türkiye sinemasının eğilip bükülmez ve asla değişmez bir doğrusu vardır; Ertem Eğilmez’in mutluluk, doğruluk, iyilik ve adalet dünyası… Her sosyo-ekonomik sınıftan ve etnik kökenden insanı kucaklayan, sarıp sarmalayan hatta tedavi eden E/e/ğilmez dünyası emniyetlidir, neşelidir, iyilerin kazanacağı kesin olduğundan en sevilen ve ihtiyaç duyulan anlatılardır. Toplumun ortak bilinçaltını oluşturan kodların en şahanelerini Eğilmez sineması yazmıştır hafızalara. Dolayısıyla sadece sinema yapanlar değil edebiyat dünyası ve sanatla uğraşmayan her sıradan vatandaşın da yaşamında bir takım sarsılmaz doğrular, yanlışlar tesis etmiştir. Kısacası bu ülkenin DNA’sına kazılmış ya da yazılmış değil direkt genlerini oluşturan bir büyük yaratıcıdır, her yaratanın beslendiği doğal bir kaynaktır, her yeni ustayla tekrar çağlayan, büyüyen ve tekrar doğan…
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Abonemiz olmak ister misiniz?
Güncel yazılarımızdan haberdar olmak için, lütfen bize katılın!
Abone olduğunuz için teşekkürler
Bir şeyler ters gitti